Common (yaygın) Suffıxes(sonekler ) And Prefıxes(önekler)
a- / an- : yoksun, olmayan anlamı verir. Örnek : atypical (tipik olmayan)
ab- : olmayan anlamı verir. Örnek : abnormal (normal olmayan)
-able / -ible : genellikle eylemden sıfat türetir. Örnek : reliable (güvenilir), readable (okunallı), available (elde edilebilir), incredible (inanılmaz)
- age : eylemden ad türetir. Örnek : leakage (sızıntı), wreckage (enkaz), marriage (evlilik)
-al : addan sıfat, eylemden ad türetir. Örnek : theoretical (kuramsal), technical (teknik), refusal (ret, kabul etmeme)
-ance / -ence : eylemden ad türetir. Örnek : assistance (yardım,destek), ignorance (cahillik), preference (tercih,öncelik)
-ant : eylemden ad ve sıfat türetir. Örnek : participant (katılımcı), determinant (belirleyici), inhabitant (oturan,sakin)
-anti : karşı, karşısında anlamı verir. Örnek: anti war (savaşa karşı), anti-social (toplum karşıtı), anti-aircraft (uçaksavr)
-ation : eylemden ad türetir. Örnek : investigation (soruşturma), communication (iletişim), resignation (istifa)
bi- : iki anlamı verir. Örnek : bilingual (iki dilli), bicycle (bisiklet), bilateral (iki taraflı)
co- : ile,birlikte anlamı verir. Örnek : co-exist (birlikle yasamak), coeducation (karma eğitim), cooperation (birlikte çalışma)
contra- / counter- : karşı.karşıt anlamı verir. Örnek : counter-attack (karşı hücum), counter-claim (karşı dava), contravention (karşı gelme)
-cy : sıfattan ad türetir. Örnek : illiteracy (cahillik), accuracy (doğruluk), dependency (bağımlılık.sömürge)
de- : işi tersine çevirme,-den kurtulma Örnek : decode (şifre çözme), decelerate (yavaşlatmak), defrost (buzları cözmek)
di- : iki,iki kez anlamı verir. Örnek : dioxide (ikioksijenli)
dis- : olumsuzluk takısıdır. Örnek : disagree (anlaşamamak), disconnect (bağlanamamak), disobey (itaat etmemek)
-en : eylem türetir. Örnek : widen (genişletmek), shorten (kısaltmak), tighten (sıkıştırmak,germek)
-er : eylemden ad türetir. Örnek : teacher (öğretmen), worker (işçi), singer (şarkıcı)
ex- : eski, önceki anlamı verir. Örnek : ex-husband (eski koca), ex-presşdent (eski başkan)
-ful : addan sıfat türetir. Örnek : careful (dikkatli), handful (avuç dolusu), helpful (yardımcı)
-hood : addan ad türetir. Örnek : childhood (çocukluk), neighbourhood (komşuluk), brotherhood (kardeşlik)
hyper- : aşırı, yüksek anlamı verir. Örnek : hypertension (yüksek tansiyon), hyperactive (aşırı hareketli), hypersensitive (aşırı duyarlı)
hypo- : düşük, olağandan az anlamı verir. Örnek : hypotension (düşük tansion), hypothermia (vücut ısısının düşmesi)
-ify : ad veya sıfattan eylem türetir. Örnek : clarify (açığa vurmak), classify (sınıflandırmak), simplify (basitleştirmek)
in- olumsuzluk takısıdır. Örnek : inhuman (merhametsiz), incomplete (elsik), inadequate (yetersiz)
il- : olumsuzluk takısıdır. Örnek : illogical (mantıksız), illiterate (cahil), illegal (yasadışı)
im- : olumsuzluk takısıdır. Örnek : immortal (ölümsüz), impartial (tarafsız), impatient (sabırsız)
-ion : eylemden ad türetir. Örnek : prevention (önleme), election (seçim), prediction (tahmin)
ir- : olumsuzluk takısıdır. Örnek : irregular (düzensiz), irresponsible (sorumsuz), irrelevant (ilgisiz)
inter- : arasında anlamı verir. Örnek : international (uluslararsı), interaction (etkileşim), interpose (arsına sokmak,araya girmek)
-ish : addan sıfat türetir. Örnek : childish (çocukça), foolish (budala), selfish (bencil)
-ism : soyut ad üretir. Örnek : optimism (iyimserlik), realism (gerçekçilik), naturalism (doğalcılık)
-ist : addan ad türetir. Örnek : linguist (dilbilimci), chemist (kimyacı), physicist (fizikci)
-ity : sıfattan soyut ad türetir. Örnek : similarity (benzerlik), credibility (güvenirlik), reality (gerçeklik)
-ive : eylemden sıfat türetir. Örnek : selective (seçici), descriptive (tanımlayıcı), attractive (çekici)
-ize / -ise : sıfattan eylem türetir. Örnek : generalize (genelleştirmek), realise (gerçekleştirmek), modernize (cağdaşlaştırmak)
-less : -siz,-sız anlamı verir. Örnek : careless (dikkatsiz), homeless (evsiz), harmless (zararsız)
-logy : bilim, inceleme anlamı verir. Örnek : biology (biyoloji), mythology (söylembilim), geology (yerbilim)
-ly : sıfattan zarf türetir. Örnek : easily (kolayca), carefully (dikkatlice), politely (kibarca)
macro- : büyük ölçüde anlamı verir. Örnek : macromolecule (büyük molekül), macrocosm (evren), macroeconomy (büyük ekonomi)
-ment : eylemden ad türetir. Örnek : development (gelişme), achievement (başarı), arrangement (düzenleme)
micro- : küçük anlamı verir. Örnek : microfilm (mikrofilm), microphone (mikrofon), micromolecule (küçük molekül)
milli- : binde bir anlamına gelir. Örnek : milligram (miligram), millilitre (mililitre)
mis- : yanlış, kötüce anlamına gelir. Örnek : misunderstand (yanlış anlamak), misuse (kötüye kullanmak), miscalculate (yanlış hesaplamak)
mal- : kötü anlamı verir. Örnek : maltreat (kötü davranmak), malediction (lanet), malevolance (kötü niyet)
mono- : tek, bir anlamı verir. Örnek : monologue (tek kişinin konuşması), monograph (tek yazı), monotone (tek ses, tek düze)
multi- : çok anlamı verir. Örnek : multinational (çok uluslu), multilateral (çok taraflı), multiform (çok şekilli)
neo- : yeni anlamı verir. Örnek : neo-logism (yeni,uydurma sözcük), neo-imperialism (yeni sömürgecilik akımı)
-ness : sıfattan soyut ad türetir. Örnek : happiness (mutluluk), carelessness (dikkatsizlik), closeness (yakınlık)
non- : değil, olmayan anlamı verir. Örnek : nonfiction (uydurma olmayan), nonstop (aralıksız) nonexistent (var olmayan)
out- : daha fazla anlamı verir. Örnek : outlive (birinden daha uzun yaşamak, outweigh (daha ağır basmak), outwear (daha uzun giymek)
over- : aşırı, çok fazla anlamı verir. Örnek : overproduction (aşırı üretim), overpopulation (aşırı büyüyen nüfus), overweight (fazla ağır olmak)
pre- : önce, önceki anlamı verir. Örnek : premature (zamanından önce olan), pre-war (savaş öncesi), precaution (tedbir)
post- : sonra, sonrası anlamı verir. Örnek : post-war (savaş sonrası), post-date (sonraki bir tarihe almak), post-mortem (ölümden sonra yapılan)
pro- : yandaşı, tarafı anlamı verir. Örnek : pro-American (American yandaşı), pro-war (savaş yanlısı)
proto- : ilk anlamı verir. Örnek : prototype (ilk örnek)
pseudo- : sözde anlamı verir. Örnek : pseudo-scientific (sözde bilimsel), pseudo-art (sözde sanat)
re- : tekrar anlamı verir. Örnek : reread (tekrar okumak), rebuild (yeniden inşa etmek), replay (tekrar oynamak)
self- : kendi, kendisi anlamı verir. Örnek : self-confidence (kendine güven), self-defence (kendini savunma), self-satisfaction (kendini tatmin)
semi : yarım, yarı anlamı verir. Örnek : semi-circle (yarım daire), semiconscious (yarı baygın), semifinal (yarı final)
-ship : durum, statü anlatır. Örnek : friendship (arkadaşlık), membership (üyelik), partisanship (taraftarlık)
-sion : eylemden ad türetir. Örnek : persuasion (ikna), conclusion (sonuş,karar), admission (kabul)
-tion : eylemden ad türetir. Örnek : reduction (indirim), production (üretim), solution (çözüm)
un - : olumsuzluk takısıdır. Örnek : unnecessary (gereksiz), unemployed (işsiz), unaccustomed (alışılmadık)
under- : az, altında anlamı verir. Örnek : underdeveloped (az gelişmiş), underline (altını çizmek), underwear (iç çamaşırı)
-wise : yönünde, bakımından anlamı verir. Örnek : clock-wise (saat yönünde), education-wise (eğitim bakımından)
-y : eylemden ad türetir. Örnek : recovery (sağlığına kavuşma), discovery (kesif), injury (yara)
yazar ilker hoca tags: ingilizce ekler, ingilizce önekler sonekler, suffixes prefixes, türkçe suffixes prefixes