|
|
|
|
so that, in case, in case of |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
so that, in case, in case of - Presentation Transcript
- SO THAT - IN CASE Prepared by Selim BALCI
- “ so that”, iki cümleyi birbirine bağlayan bir bağlaçtır. –sın diye, böylece, -ki böylelikle anlamına gelir. Bu işi neden yaptığımızı / yapacağımızı anlatırken kullanırız. Cümlenin amacını belirtir.
- She saves her pocket money so that she can buy something (O cep harçlığını biriktiriyor böylece istediğini alabilecek)
- I’m going to study hard for my exams so that I’ll pass them easily. (Sınavlarıma sıkı çalışacağım böylece sınavlarımı kolayca geçeceğim)
- My mother bought some wool so that she could knit a jumper. (Annem bir kazak örebilsin diye biraz yün aldı)
- My wife rocked the baby so that she would sleep. (Eşim bebeği uysun diye salladı)
- “ In case”, iki cümleyi bağlayan bir bağlaçtır. ‘İhtimaline karşılık, olursa, takdirde’ diye anlamı vardır.
- He is carrying an umbrella in case it rains. (Yağmur yağar diye şemsiye taşıyor)
- In case you forget, I’ve written it down. (Unutursun diye onu yazmıştım.)
- “ In case of”, in case ile aynı anlama gelir.. Fakat ‘in case’ bağlacından sonra tam cümle gelirken ‘in case of’tan sonra cümle gelmez, isim gelir. “Durumunda” anlamına gelmektedir.
- You should keep the windows closed in case of burglary. (Hırsızlık olur diye pencereleri kapalı tutmalısın)
- In case of fire your must get a fire extinguisher. (Yangın olma durumuna karşı bir yangın söndürücü almalısın)
- Some students carry lots of pencils in case they need them. (Bazı öğrenciler ihtiyaçları olur diye yanlarında bir sürü kalem taşırlar)
- My mother always had a glass of water by her bed in case she was thirsty. (Annem susar diye daima yatağının yanında bir bardak su bulundururdu)
- www.yolyordam.com
|
|
|
|
|
|
|
|